Digitürk klasiği iptal işkencesi

Her zaman olduğu gibi ve hepimizin bildiği -yaşadığı- gibi ülkemize, insanımıza özgü “çakal tüccarlık” zihniyeti hiç değişmeye niyetli değil. Buna özgün fikirler yaratma yerine kopyalamanın getirdiği rahatlığı da ekleyin tabi. Çünkü biz çakma Lacoste, Levi’s ve bilimum çakma işi gayet normal tüccarlık olarak görmeye de devam eden bir toplumuz.

Continue reading

Eylül geyikleri

Bitmedi bu ülkenin Eylül geyikleri. Gitmişsin tatile dinleniyor veya dinlenmiyorsun. Dileyen kalabalıkta takılıyor, kimisi sakinlik arıyor. Sonra birdenbire karşına biri çıkıyor, “Bodrum’un en güzel zamanı Eylül” diye başlıyor geyiğe. Çeşme’de taş evde mavi tunikli bir kadın önünde damla sakızlı kahvesinden bir yudum alıp damla sakızlı kukisinden bit ısırık kopardıktan sonra karşındakine “Çeşme nin en iyi zamanı Eylül” diyor, diyor da bize ne demek istiyor? Antalya eylül’de yıkılır? Erzurum eylül’de bambaşka, çamlıhemşin nefes kesici… Bir de bunun yurtdışı ayağı var. Paris’e eylül’de gideceksin, Milano’yu eylül’de seveceksin, Barselona’yı eylül’de göreceksin. Bu Eylül ayı sapkınlarını anlamıyorum, çözemiyorum bu yüzden Eylül’lerden nefret ediyorum.